Sabah 7:00 de kalk borusu çaldı.Hazırlanıp saat 7:45 gibi
açık olacağını söyledikleri Cafe Batista’ya güzel bir kahvaltı yapma hevesi ile
gittik.Ancak tabii ki böyle bir sayfiye kasabasında akşamlar uzun sürdüğü için,
henüz kimsecikler yoktu ve kapı duvardı.Fazla vakit kaybetmemek için hemen
karşısından kalkan Petrohue otobüsüne saat 8:30 da binerek 45dk. yolculuk sonrası Petrohue’ye
vardık.Los Santos gölü kıyısında bir yerleşim, ancak çok fazla bina yok.Sadece
bir otel ve göl kıyısında camping mevcut.Ancak oradan gölün çeşitli yerlerine
ulaşım sağlayan motorlar kalkıyor.Milli park
girişinden yürüyüş yolu ile ilgili bilgi ve bir de harita edindikten
sonra saat 10:15 gibi güneş yağlarımızı sürünerek yürüyüşe başladık.Bir yanımızda
Osorno Volkanı, diğer yanda göl olmak üzere ağaçlık bir düzlemde 1 saat kadar
yürüdük.Daha sonra 1.5 saat kadar da dik bir rampadan çıktık.Bu arada kocaman
bizim at sineğine benzer sinekler etrafımızda vızıldayıp duruyordu.Saat 12:30
gibi bir seyir tepesine ulaştık.Buradan güzel volkan ve göl manzarası resimleri
çekerek, oturup bir şeyler yedik.Biraz oyalandıktan sonra dönüş yoluna
geçtik.Fakat aynı yoldan dönmeyerek bir dere yatağı boyunca inerek göl kıyısına
ulaştık.Gölün kıyısından yürüyerek tekrar turu tamamladık.Hava çok güzel, hafif
serin bir rüzgar ve göl şıpırtısı sesi ile saat 14:15 gibi başlangıç noktasına
geri döndük.Aslında 6 saat sürmesi beklenen turu biz herhalde sineklerden çabuk
kurtulmak için biraz hızlı yürüyerek 4 saatte tamamlamıştık.Birer meyve suyu
içerek serinledik ve otobüse atlayarak dönüş yolu üzerinde bulunan şelalelere(Saltos
del Petrohue) gittik.Eda’nın yani
hostelde ki Türk kızın tavsiyesi üzerine
buranın girişinde sıcak Empedena’larımızı yedik ve şelaleler de biraz resim
çektik.Suyun rengi gerçekten türkuaz renginde ve oldukça güçlü akıyordu.Biraz
bizim Manavgat şelalelerini andırıyor.Su çok yüksekten değil ama güçlü bir
şekilde lavların oluşturduğu kayaların üzerinden çağlıyordu.Tekrar otobüse
binerek saat 17:00 gibi kasabaya geri döndük.Hava hala sıcak olduğu için hemen
birer duş yaparak hem temizlendik, hem de serinledik.Bahçede biraz dinlenerek
yolda gelirken aldığımız çilekleri afiyetle yedik.Saat 19:00 gibi tekrar
kasabaya indik ve yerel tadların sergilendiği bir fuar alanında biraz
dolaştık.Her stanttan bir şeyler tadarak gurmelik yaptık.Çeşitli peynirler, ev
yapımı bira,reçeller, adını bilmediğimiz likörler filan.Aslında o yörenin
mutfağı ile ilgili bayağı değişik lezzetler taddık.Daha sonra bir yerde akşam
yemeğimizi yiyerek, saat 22:00 gibi hostele geri döndük.Aslında yarın sabah
yarım günlük rafting yapıp, öğleden sonra Puerto Montt’a gitmeyi
planlıyorduk.Ancak sabah bizden başka kimse talip olmayınca o plan suya
düştü.Bizde hostelden bisiklet kiralayarak göl kenarında 4-5 saat bisiklete
binmeye karar verdik.Boş oturmak yok, aktiviteye devam.
24/1/2013 Perşembe
1 yorum:
Onunuzde boyle guzel bir manzara varken hedefe ulasmak bayagi keyifi olmali, sari apatyalarin oldugu resimde br tanede sinegi yakaamssinz gaiba elinze saglik. Bu dag goruntusu bana Erciyesi hatirlatti, Armagan sen ne dersin.
Serife
Yorum Gönder