25 Ocak 2013 Cuma

PETROHUE'DE BİR YANIMIZDA VOLKAN BİR YANIMIZDA GÖL


Sabah 7:00 de kalk borusu çaldı.Hazırlanıp saat 7:45 gibi açık olacağını söyledikleri Cafe Batista’ya güzel bir kahvaltı yapma hevesi ile gittik.Ancak tabii ki böyle bir sayfiye kasabasında akşamlar uzun sürdüğü için, henüz kimsecikler yoktu ve kapı duvardı.Fazla vakit kaybetmemek için hemen karşısından kalkan Petrohue otobüsüne saat 8:30 da  binerek 45dk. yolculuk sonrası Petrohue’ye vardık.Los Santos gölü kıyısında bir yerleşim, ancak çok fazla bina yok.Sadece bir otel ve göl kıyısında camping mevcut.Ancak oradan gölün çeşitli yerlerine ulaşım sağlayan motorlar kalkıyor.Milli park  girişinden yürüyüş yolu ile ilgili bilgi ve bir de harita edindikten sonra saat 10:15 gibi güneş yağlarımızı sürünerek yürüyüşe başladık.Bir yanımızda Osorno Volkanı, diğer yanda göl olmak üzere ağaçlık bir düzlemde 1 saat kadar yürüdük.Daha sonra 1.5 saat kadar da dik bir rampadan çıktık.Bu arada kocaman bizim at sineğine benzer sinekler etrafımızda vızıldayıp duruyordu.Saat 12:30 gibi bir seyir tepesine ulaştık.Buradan güzel volkan ve göl manzarası resimleri çekerek, oturup bir şeyler yedik.Biraz oyalandıktan sonra dönüş yoluna geçtik.Fakat aynı yoldan dönmeyerek bir dere yatağı boyunca inerek göl kıyısına ulaştık.Gölün kıyısından yürüyerek tekrar turu tamamladık.Hava çok güzel, hafif serin bir rüzgar ve göl şıpırtısı sesi ile saat 14:15 gibi başlangıç noktasına geri döndük.Aslında 6 saat sürmesi beklenen turu biz herhalde sineklerden çabuk kurtulmak için biraz hızlı yürüyerek 4 saatte tamamlamıştık.Birer meyve suyu içerek serinledik ve otobüse atlayarak dönüş yolu üzerinde bulunan şelalelere(Saltos del  Petrohue) gittik.Eda’nın yani hostelde ki Türk  kızın tavsiyesi üzerine buranın girişinde sıcak Empedena’larımızı yedik ve şelaleler de biraz resim çektik.Suyun rengi gerçekten türkuaz renginde ve oldukça güçlü akıyordu.Biraz bizim Manavgat şelalelerini andırıyor.Su çok yüksekten değil ama güçlü bir şekilde lavların oluşturduğu kayaların üzerinden çağlıyordu.Tekrar otobüse binerek saat 17:00 gibi kasabaya geri döndük.Hava hala sıcak olduğu için hemen birer duş yaparak hem temizlendik, hem de serinledik.Bahçede biraz dinlenerek yolda gelirken aldığımız çilekleri afiyetle yedik.Saat 19:00 gibi tekrar kasabaya indik ve yerel tadların sergilendiği bir fuar alanında biraz dolaştık.Her stanttan bir şeyler tadarak gurmelik yaptık.Çeşitli peynirler, ev yapımı bira,reçeller, adını bilmediğimiz likörler filan.Aslında o yörenin mutfağı ile ilgili bayağı değişik lezzetler taddık.Daha sonra bir yerde akşam yemeğimizi yiyerek, saat 22:00 gibi hostele geri döndük.Aslında yarın sabah yarım günlük rafting yapıp, öğleden sonra Puerto Montt’a gitmeyi planlıyorduk.Ancak sabah bizden başka kimse talip olmayınca o plan suya düştü.Bizde hostelden bisiklet kiralayarak göl kenarında 4-5 saat bisiklete binmeye karar verdik.Boş oturmak yok, aktiviteye devam.

                                                                              24/1/2013 Perşembe
 
 
 
 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Onunuzde boyle guzel bir manzara varken hedefe ulasmak bayagi keyifi olmali, sari apatyalarin oldugu resimde br tanede sinegi yakaamssinz gaiba elinze saglik. Bu dag goruntusu bana Erciyesi hatirlatti, Armagan sen ne dersin.

Serife