Sucre’ye gece yolculuğu yapacağım için La Paz’da ki günüm
boş geçmesin diye yakınlarda ki Chacaltaya Dağı(4880m) ve Ay Vadisini(Valle de
la Luna) kapsayan ve erken biten bir tur aldım.Sabah 8:30-9:00 arası hostele
gelmesi beklenen tur otobüsü 9:30 da geldi.Bu seferde en son beni aldılar.Ancak
tur bir yanlışlık yapmış,otobüs ful dolu geldi,bana yer yok.Otobüste 25-30 kişi
vardı.Neyse şoförün yanına bir tabure koydular,bende oraya oturdum.Bazen olur
böyle yanlışlıklar diyerek,fazla üstelemedim.Fakat otobüs çok eski ve yollar
acayip bozuktu,2 saat süren yol bu yüzden benim için biraz ızdıraplı
geçti.11:30 gibi Chacaltaya dağının 4300m de ki base kampına geldik.Otobüs eski
dedim ama o daracık ve çok dik yollardan keçi gibi tırmandı ve beni
utandırdı.Base kampta isteyenler bekledi, isteyenler ise 500m daha tırmanarak
4800 deki zirveye çıktı.Bende geri kalmadım tabii.Ama o yükseklikte değil
tırmanmak, adım atmak bile çok zordu.Dinlene dinlene ve yogada öğrendiğim nefes
tekniklerini kullanarak, ıkına sıkına o kadar mesafeyi 1 saate çıktım.Tura katılanların yarısı çıktı yarısı
beklemeyi tercih etti.Hava günlük güneşlik olmasına rağmen dağın tepesi bayağı
soğuktu.Bu dağın tam karşısında esas tırmanış yapılan Wayne Potosi dağı (6088m.)
vardı ama tepesi bulutlarla kaplı olduğu için bize yüzünü pek
göstermedi.Böylece rekorumu egale ederek 4800m. leri de görmüş
oldum.Fotoğraflar çekildi ve otobüse
döndük.Herkes yanında getirdiği yiyecekleri yerken bende dün akşam aldığım
peynirli poğaçalarımı yedim.Tekrar aynı yoldan La Paz’a geri döndük, zira diğer
gideceğimiz yer, şehrin tam ters tarafındaydı.Dolayısı ile yükseklikten başı
ağrıyanlar, yani otobüsün yarısı turun ikinci kısmına katılamadı ve La Paz’da
indi.Biz geri kalanlar 1saatte öbür tarafa yani güneye yol aldık ve 15:30 gibi
Ay Vadisine vardık.Aynı bizim Ürgüp- Göreme’nin daha küçük versiyonu.Zaten
rehber benim Türk olduğumu öğrenince galiba sizin orada da benzeri yerler
varmış diye bana takıldı.Burası da doğal erozyon sonucu toprakta oluşan sivri
tepeciklerden oluşmuş.45 dakikalık bir tur sonrası, yine fotoğraflar çekildi ve
saat 17:00 de bizi şehrin meydanında bıraktılar.Otobüsün saat 19:00 civarında
olduğunu bildiğim için hemen yakınlarda ki acenteden, dün yaptığımız bisiklet
turunun resimlerini ve videosunu içeren CD’yi alarak doğru otogara gittim.Saat
19:00 da ki Sucre otobüsüne biletimi aldım.Bereket yakın olan hostele giderek,
emanete bıraktığım sırt çantamı aldım ve nefes nefese otogara geri
döndüm.Otogarda bir şeyler tıkındım ve saat 19:00 da ki otobüse binerek 12
saatlik Sucre yolculuğuma başladım.Tabii otobüste bütün gece kim bilir nasıl
horladım, ama nezaketlerinden kimseden ses çıkmadı.
4/1/2013 Cuma
1 yorum:
Hocam,
Dolu minibuste onde tabure sana cok uymus.
Alisiksindir bu tip pozisyonlara :-)
Yorum Gönder