Saat 7:00 de acentenin önünde olmam gerektiği için sabah
6:00 da kalktım ve daima yanımda bulundurduğum bisküvilerimle sabah kahvaltımı
yaptım.Dünden hazırladığım çantamı kaptığım gibi 6:45 te buluşma yerine
vardım.Tabii benden başka kimseler yoktu.Daha sonra Venezuella’lı bir çocuk
geldi ve 7:00 gibi de bizi götürecek minibüs, üstünde bisikletlerle teşrif etti.2Hollanda’lı,2İsveç’li, 1Venezuella’lı,1ingiliz,1İsrailli,1Meksika’lı
ve bendeniz yine dünya karması şeklinde toplam 9 kişi 2 minibüse doluştuk.1
saat kadar süren bir yolculukla 4500m. Yükseklikte bir tepeye çıktık.Tabii hem
sabah olması nedeni ile hem de yükseklikten dolayı hava bayağı soğuktu ama
güneş biraz olsun ısıtıyordu.Orada bize naylon pantolon,üstümüze yağmurluk,dizlik
ve dirseklik,kask ve eldiven verdiler.Onları giyince hepimiz robokop gibi
olduk.Daha sonra rehber bize kısaca yolu ve dikkat etmemiz gereken şeyler
hakkında bilgiler verdi.Parkur 2 bölümden oluşuyordu.İlk bölüm asfalt ve
trafiğin olduğu bir yolda 22km.uzunluktaydı ve biz yolun sağında rehberin
arkasına ip gibi dizilerek inişe başladık.Toplamda 4500m. den 1900m. ye 63
km.lik bir yol gittik.İlk bölüm sonunda küçük bir yerleşim yerinde ulusal park
giriş parası ödedik ve asıl olan ikinci bölüme geçtik.Bu bölüm şimdi
kullanılmayan eski,toprak ve taşlı, dar(bazı yerlerde 3m.)bir yoldu.Bisikletlerimiz
ön ve arkada disk frenli,ön tarafında süspansiyonu olan iyi durumda
aletlerdi.Yol oldukça virajlı ve dikti.Alışana kadar biraz temkinli gittim ama
daha sonra macerayı severim misali koyuverdim gitti.Meksikalı çocukla ben rehberin
hemen arkasında rüzgar gibi esiyorduk.Gerçekten çok keyifli ve heyecanlıydı.Yol
taşlı ve çukur olduğu için seleye hemen hemen hiç oturamadık.Yola ölüm yolu
denmesinin nedeni bir tarafı uçurum olmasındandı.Gerçektende bu yolda vefat
etmiş 4 kişinin mezar anıtlarını gördük.Biz inerken rehber de sürekli fotoğraf
ve video çekiyordu.Yolun bazı yerlerinde şelaleler altından geçtik.Arada sırada
durup arkadakileri beklemek durumunda kaldık.Sadece 2 kişi düştü ama çok önemli
bir şey olmadı.Öğlen bir yerde durduk ve bize sandviç ve kola ile yemek
verdiler.Saat 13:30 gibi parkur bitti ve tekrar minibüslere doluşarak
yakınlarda bulunan bir otele gittik.Asıl sürpriz oradaydı; otelin havuzu vardı
ve bize orada açık büfe yemek verdiler.Parkur sonu 1900m. lerde olduğu için ve
havada güneşli olduğu için sıcaklık bir anda 30 derecelere çıkıverdi.Hepimiz
kendimizi havuz atıverdik, arkasından bir de duş yaptık.Yemeğimizi de yedik ve
saat 15:00 de dönüş yoluna geçtik.Bize birde tişört ve çektikleri fotoğraf ve
videoları içeren bir cd hediye ettiler.O kadar saat titremekten her yanıma
ağrılar girmişti,doğruca kendimi hostele attım ve dinlendim.Saat 18:00 gibi
çıktım ve bir şeyler tıkındım,yine dönüp kendimi yatağa zor attım.Sonuçta
keyifli bir macera ve deneyim oldu benim için.Şunu anladım ki herifler turizmin
her şeyini satıyorlar,bizim ise her şeyimiz var ama satmasını bilmiyoruz.Yarın
yine 5.500m. lerde bir dağ ve ay vadisini (valley del luna)görmeye gidiyorum.
3/1/2013 Perşembe
1 yorum:
Armi'cim,
Seni okudukça bunalıma girip her yere yürüyerek gitmeye başladım...ayağına kuvvet...
Neşe
Yorum Gönder