2 Ocak 2013 Çarşamba

SALKANTAY TURU VE MACCHA-PİCHU


Sabah 4:30 da gelmesi beklenen rehber, ilk önce grubu benden toplamaya karar verince saat 4’te hostelin kapısına dikildi.Bereket akşamdan çantamı hazırlamış ve büyük sırt çantamı da hostelin emanetine vermiştim.Böylece hemen giyinip küçük çantamı aldım ve çıktım.Birlikte 4 hostel dolaştık ve 7 kişi daha topladık ve bizi götürecek minibüse yürüdük.Meğer iki grubu birleştirmişler,2 rehberle birlikte 19 kişi olduk.Doluştuk minibüse ve saat 5:30 gibi başlangıç noktasına hareket ettik.Tam 9 ayrı milletten insan vardı grupta.Tabii o saatte kimsenin afyonu patlamadığı için uykuya devam.Yürüyüşe başlama noktası küçük bir köydü,orada kahvaltı yaptık ve herkes biraz birbiri ile tanıştı.2 Norveçli,1 Amerikalı,2 Kolombiyalı,3 Arjantinli,2 İsveçli,4 Alman,2 Rus,1 Türk ve 2 Peru’lu rehberle birlikte 9 devletten 19 kişi olduk.Tabii bir de 3 kişilik mutfak ekibi ve katırcı vardı.Meğer bana söylememişler,yük için katırlar varmış.Millet kocaman sırt çantalarına ne bulduysa doldurmuş ve getirmiş.Benim naçizane çantamda ise: uyku tulumum,termal alt ve üst giysim,yağmurluğum,polar tişörtüm,kalın polar ceketim,bir küçük havlu,diş macunu ve fırçam,kafa lambam,berem, eldivenim ve 1 çift yedek çoraptan ibaretti.Bu nedenle katırlara bir şey vermeme gerek kalmadı.Tabii herkes şok oldu,rehberler dahil.4 gece 5 gün için bu kadar eşya ile mi geldin dediler,bende artık minimum yaşantıya geçtim diyerek işi şakaya vurdum ama biraz da tedirgin oldum.Zira yürüyüş sürekli yağmur altında geçti.Çok şükür ki millet pançolarla sırılsıklam olurken ben hiç ıslanmadım desem yeridir.Akşam yatarken ıslak giysilerimi uyku tulumumun içine atıyordum,sabah kupkuru tekrar giyiyordum.Yürüyüş biraz Kaçkarlar geçişine benziyordu,organizasyon açısından.Katırlar bizden önce yola çıkıyor,mutfak yemek hazırlıklarını yaparken,katırcı da  çadırları kuruyordu.Biz kamp yerine vardığımızda her şey hazır oluyordu ama tabii ıslak.Sabahları kahvaltı,öğlen yemek yerlerinde sıcak çorba ve yemeğimiz,akşamda çadırlar hazırdı yani.Hatta yürüyüş bitimlerinde sıcak çukulata ve krakerler bizi bekliyordu.Ben ve rus çift için her öğün vegeteryan yemek bile yaptılar.İlk iki gün çok yükseldik ve hergün 9-10 saat yürüdük.Sabah 5 te kahvaltı,6 da yürüyüşe başlıyorduk.İlk iki gün 30km. filan yol yaptık ve ikinci günün sonunda tura da adını veren Salkantay zirvesinin eteklerine vardık.Yürüyüşe başlangıç noktamız 2800m.di.İlk gün sonunda kamp yerimiz yaklaşık 3900m.İkinci gün Salkantay (6271m.) eteklerinde kamp yatığımız yer ise 4.800m.deydi.O yükseklikte gerçekten grupta kimse yürümemişti ve ikinci gün kamp yerine vardığımızda herkes pilleri tüketmişti.Grubun çoğu 25-35 yaşları arasındaydı.Norveçli çift ve ben 50’nin üzerindeydik.Buna rağmen her gün sonunda ben 4 veya 5 .ci olarak günü bitiriyordum.Yani hala durumum iyi.Birde tabii en önemlisi grupta kimse yüksek irtifa rahatsızlığına veya hastalığa yakalanmadı.Sürekli yağmur yağdı ve güneşi çok az görebildik,ama Salkantay bize yüzünü gösterdi.Tabii dağlar ve tabiatı anlatmama gerek yok, görüntüler muhteşemdi.Geceleri çok yüksek ve yağmurlu olduğu için sıcaklık yaklaşık 1-5 arasında değişiyordu.Ama zaten gün sonunda kimsenin hali kalmıyor,yemek sonrası herkes uykuya geçiyordu.3.gün artık inişe geçmeye başladık ve yürüyüş mesafeleri daha azaldı.Yine de yağmur nedeni ile kayganlaşan zemin işi biraz zorlaştırıyordu.3.Günü sonunda, Santa Teresa denen bir köyde bitirdik.Sürpriz bizi bekliyordu,günlerdir hiç su yüzü görmemiş ve soğuktan donmuş olan bizler 3km. yakınlarda ki bir açık hava termal havuzunda 3 saat geçirdik.Gerçekten herkes iyi ki bu turu yapmışız dedi.Zira nefis bir manzaraya karşı sıcacık ve bayağı büyük havuzlarda hem kirlerimizden arındık hem de ısındık.Su çok berrak ve sıcaktı,kemiklerim ısındı.Zaten Santa Teresa’da 2.200m. lerde olduğu için zaten hava biraz normale dönmüştü.Akşam 4. gün sabah için bir rehber geldi ve bize videoda Sea Flying denen bir aletten bahsetti ve istersek sabah ücret karşılığında yapabileceğimizi söyledi.Efendim alet iki tepe arasına gerilmiş tellere bir kanca ama emniyetli bir sistemle seni asıyorlar ve eğimle birlikte 800m. Yükseklikte kayıyorsun.Tabii hemen yazıldım, bu fırsat bir daha ele geçmez.Sabah gruptan 8 kişi ile birlikte bizi almaya gelen minibüse bindik ve 30 dk.lık bir tepeye çıktık.Önce rehber bizi olayı açıkladı, kesinlikle güvenli olduğunu filan anlattı.Ellerimize verdikleri eldivenle tele baskı yapıp nasıl durulacağını filan anlatınca beni bir korku sardı doğrusu.Neyse artık bu yolun dönüşü yoktu, bizi kemerlerle bağlayıp başımıza da birer kask verdiler.Aşağıda nefis bir nehir akıyor ve biz 4 istasyonla zigzaglar yaparak aşağıya kadar indik.İlk seferde biraz tedirgin oldum ama sonra ellerimi açarak ve dönerek bile kaydım.Hatta son seferde sen yüzükoyun yatıyorsun,bu sefer sırtından asıyorlar ve arkada bir rehber ayaklarını tutarak superman inişi bile yaptım.Gerçekten benim için değişik bir deneyim oldu,biraz adrenalin arttı ama olsun.4.gün sonunda bu adventure aletinden sonra 5 saat daha yürüyerek Macha Pichu’nun çıkış noktası olan Aqua Calientes(sıcak su)denen kasabaya geldik.Akşam bu kasabada bir hostelde kaldık ve duş yapma fırsatı bulduk.Akşam hep birlikte bir restoranda yemek yedik ve erkenden yattık.Zira sabah erkenden 700m. Lik dik bir tırmanış daha bizi bekliyordu.İsteyenler bu yolu otobüsle de yapabiliyor ama biz grup olarak yürümeye karar verdik.4 te kalktık, kahvaltı ettik ve700m.’yi bir saatte çıkarak, saat tam 6’ da,kapının açılış saatinde oradaydık.Mahşeri bir kalabalık vardı.Günde sezon dışı 2500,sezonda 4500 kişi geziyormuş bu mabedi.Neyse bizde güney amerikanın hac’ı olan bu mabedi tavaf etmiş olduk.Görev tamamlanmış oldu.Gerçi haksızlık etmeyim, güzel bir ören yeri ama biraz fazla abartılı ve turistik.Akşam 21:00 treni ile Cuzco’ya gece saat 2 de vardık.Tabii yine yağmur altında.Cumartesi sabahı haliyle geç kalktım ve kahvaltısı ile meşhur Jack amcanın yerinde güzel bir kahvaltı yaptım.Bu gün akşam saat 22:30 otobüsü ile 12 saatlik bir gece yolculuğu yaparak Bolivya’ya geçip ilk durak olan Titicaca gölünde Copacabana denen kasabaya gideceğim.Bu nedenle Cuzco’nun keyfini çıkardım ve tembellik yaptım.Şaka bir yana 3. Ülkemi de bitirmiştim.Tam yolun yarısındaydım.Seyahatimin ikinci yarısı da böyle geçer umarım.


                                  24-25-26-27-28-29/12/2012 Pazartesi,Salı,Çarşamba,Perşembe,Cuma,Cumartesi

1 yorum:

Cem dedi ki...

Vay vay vay yazmayip yazmayip pir yazmissin hocam :-) Icimizde 4800m goren ilk adam oldun. Yuksekten ucuyorsun artik. Arada kaplicalar da olmasa poponuz yer gormeyecek.
Iyi seyehatler.