Sabah 4:30 da gelmesi beklenen rehber, ilk önce grubu benden
toplamaya karar verince saat 4’te hostelin kapısına dikildi.Bereket akşamdan
çantamı hazırlamış ve büyük sırt çantamı da hostelin emanetine
vermiştim.Böylece hemen giyinip küçük çantamı aldım ve çıktım.Birlikte 4 hostel
dolaştık ve 7 kişi daha topladık ve bizi götürecek minibüse yürüdük.Meğer iki
grubu birleştirmişler,2 rehberle birlikte 19 kişi olduk.Doluştuk minibüse ve
saat 5:30 gibi başlangıç noktasına hareket ettik.Tam 9 ayrı milletten insan
vardı grupta.Tabii o saatte kimsenin afyonu patlamadığı için uykuya
devam.Yürüyüşe başlama noktası küçük bir köydü,orada kahvaltı yaptık ve herkes
biraz birbiri ile tanıştı.2 Norveçli,1 Amerikalı,2 Kolombiyalı,3 Arjantinli,2
İsveçli,4 Alman,2 Rus,1 Türk ve 2 Peru’lu rehberle birlikte 9 devletten 19 kişi
olduk.Tabii bir de 3 kişilik mutfak ekibi ve katırcı vardı.Meğer bana söylememişler,yük
için katırlar varmış.Millet kocaman sırt çantalarına ne bulduysa doldurmuş ve
getirmiş.Benim naçizane çantamda ise: uyku tulumum,termal alt ve üst
giysim,yağmurluğum,polar tişörtüm,kalın polar ceketim,bir küçük havlu,diş
macunu ve fırçam,kafa lambam,berem, eldivenim ve 1 çift yedek çoraptan
ibaretti.Bu nedenle katırlara bir şey vermeme gerek kalmadı.Tabii herkes şok
oldu,rehberler dahil.4 gece 5 gün için bu kadar eşya ile mi geldin
dediler,bende artık minimum yaşantıya geçtim diyerek işi şakaya vurdum ama
biraz da tedirgin oldum.Zira yürüyüş sürekli yağmur altında geçti.Çok şükür ki
millet pançolarla sırılsıklam olurken ben hiç ıslanmadım desem yeridir.Akşam
yatarken ıslak giysilerimi uyku tulumumun içine atıyordum,sabah kupkuru tekrar
giyiyordum.Yürüyüş biraz Kaçkarlar geçişine benziyordu,organizasyon
açısından.Katırlar bizden önce yola çıkıyor,mutfak yemek hazırlıklarını
yaparken,katırcı da çadırları
kuruyordu.Biz kamp yerine vardığımızda her şey hazır oluyordu ama tabii
ıslak.Sabahları kahvaltı,öğlen yemek yerlerinde sıcak çorba ve
yemeğimiz,akşamda çadırlar hazırdı yani.Hatta yürüyüş bitimlerinde sıcak
çukulata ve krakerler bizi bekliyordu.Ben ve rus çift için her öğün vegeteryan
yemek bile yaptılar.İlk iki gün çok yükseldik ve hergün 9-10 saat yürüdük.Sabah
5 te kahvaltı,6 da yürüyüşe başlıyorduk.İlk iki gün 30km. filan yol yaptık ve
ikinci günün sonunda tura da adını veren Salkantay zirvesinin eteklerine
vardık.Yürüyüşe başlangıç noktamız 2800m.di.İlk gün sonunda kamp yerimiz
yaklaşık 3900m.İkinci gün Salkantay (6271m.) eteklerinde kamp yatığımız yer ise
4.800m.deydi.O yükseklikte gerçekten grupta kimse yürümemişti ve ikinci gün
kamp yerine vardığımızda herkes pilleri tüketmişti.Grubun çoğu 25-35 yaşları
arasındaydı.Norveçli çift ve ben 50’nin üzerindeydik.Buna rağmen her gün
sonunda ben 4 veya 5 .ci olarak günü bitiriyordum.Yani hala durumum iyi.Birde
tabii en önemlisi grupta kimse yüksek irtifa rahatsızlığına veya hastalığa
yakalanmadı.Sürekli yağmur yağdı ve güneşi çok az görebildik,ama Salkantay bize
yüzünü gösterdi.Tabii dağlar ve tabiatı anlatmama gerek yok, görüntüler
muhteşemdi.Geceleri çok yüksek ve yağmurlu olduğu için sıcaklık yaklaşık 1-5
arasında değişiyordu.Ama zaten gün sonunda kimsenin hali kalmıyor,yemek sonrası
herkes uykuya geçiyordu.3.gün artık inişe geçmeye başladık ve yürüyüş
mesafeleri daha azaldı.Yine de yağmur nedeni ile kayganlaşan zemin işi biraz
zorlaştırıyordu.3.Günü sonunda, Santa Teresa denen bir köyde bitirdik.Sürpriz
bizi bekliyordu,günlerdir hiç su yüzü görmemiş ve soğuktan donmuş olan bizler
3km. yakınlarda ki bir açık hava termal havuzunda 3 saat geçirdik.Gerçekten
herkes iyi ki bu turu yapmışız dedi.Zira nefis bir manzaraya karşı sıcacık ve
bayağı büyük havuzlarda hem kirlerimizden arındık hem de ısındık.Su çok berrak
ve sıcaktı,kemiklerim ısındı.Zaten Santa Teresa’da 2.200m. lerde olduğu için
zaten hava biraz normale dönmüştü.Akşam 4. gün sabah için bir rehber geldi ve
bize videoda Sea Flying denen bir aletten bahsetti ve istersek sabah ücret
karşılığında yapabileceğimizi söyledi.Efendim alet iki tepe arasına gerilmiş
tellere bir kanca ama emniyetli bir sistemle seni asıyorlar ve eğimle birlikte
800m. Yükseklikte kayıyorsun.Tabii hemen yazıldım, bu fırsat bir daha ele
geçmez.Sabah gruptan 8 kişi ile birlikte bizi almaya gelen minibüse bindik ve
30 dk.lık bir tepeye çıktık.Önce rehber bizi olayı açıkladı, kesinlikle güvenli
olduğunu filan anlattı.Ellerimize verdikleri eldivenle tele baskı yapıp nasıl
durulacağını filan anlatınca beni bir korku sardı doğrusu.Neyse artık bu yolun
dönüşü yoktu, bizi kemerlerle bağlayıp başımıza da birer kask verdiler.Aşağıda
nefis bir nehir akıyor ve biz 4 istasyonla zigzaglar yaparak aşağıya kadar
indik.İlk seferde biraz tedirgin oldum ama sonra ellerimi açarak ve dönerek
bile kaydım.Hatta son seferde sen yüzükoyun yatıyorsun,bu sefer sırtından
asıyorlar ve arkada bir rehber ayaklarını tutarak superman inişi bile
yaptım.Gerçekten benim için değişik bir deneyim oldu,biraz adrenalin arttı ama
olsun.4.gün sonunda bu adventure aletinden sonra 5 saat daha yürüyerek Macha
Pichu’nun çıkış noktası olan Aqua Calientes(sıcak su)denen kasabaya geldik.Akşam
bu kasabada bir hostelde kaldık ve duş yapma fırsatı bulduk.Akşam hep birlikte
bir restoranda yemek yedik ve erkenden yattık.Zira sabah erkenden 700m. Lik dik
bir tırmanış daha bizi bekliyordu.İsteyenler bu yolu otobüsle de yapabiliyor
ama biz grup olarak yürümeye karar verdik.4 te kalktık, kahvaltı ettik
ve700m.’yi bir saatte çıkarak, saat tam 6’ da,kapının açılış saatinde
oradaydık.Mahşeri bir kalabalık vardı.Günde sezon dışı 2500,sezonda 4500 kişi
geziyormuş bu mabedi.Neyse bizde güney amerikanın hac’ı olan bu mabedi tavaf
etmiş olduk.Görev tamamlanmış oldu.Gerçi haksızlık etmeyim, güzel bir ören yeri
ama biraz fazla abartılı ve turistik.Akşam 21:00 treni ile Cuzco’ya gece saat 2
de vardık.Tabii yine yağmur altında.Cumartesi sabahı haliyle geç kalktım ve
kahvaltısı ile meşhur Jack amcanın yerinde güzel bir kahvaltı yaptım.Bu gün
akşam saat 22:30 otobüsü ile 12 saatlik bir gece yolculuğu yaparak Bolivya’ya
geçip ilk durak olan Titicaca gölünde Copacabana denen kasabaya gideceğim.Bu
nedenle Cuzco’nun keyfini çıkardım ve tembellik yaptım.Şaka bir yana 3. Ülkemi
de bitirmiştim.Tam yolun yarısındaydım.Seyahatimin ikinci yarısı da böyle geçer
umarım.
24-25-26-27-28-29/12/2012 Pazartesi,Salı,Çarşamba,Perşembe,Cuma,Cumartesi
1 yorum:
Vay vay vay yazmayip yazmayip pir yazmissin hocam :-) Icimizde 4800m goren ilk adam oldun. Yuksekten ucuyorsun artik. Arada kaplicalar da olmasa poponuz yer gormeyecek.
Iyi seyehatler.
Yorum Gönder