Otobüs saat 6:30 gibi La Serena’ya vardığında, beni
bıraksalar birkaç saat daha uyuyabilirdim.Tabii o kadar erken hostel aramanın
manası olmadığı için, otogarın büfesinden bir sabah kahvesi aldım ve bir köşeye
oturdum.Sabahın o saatinde otogarda ki insanların telaşesini seyretmek hoşuma
gitti.Herkes bir yerlere gitme telaşı içerisindeydi.Saat 8:00 e kadar onları
seyretmişim.Daha sonra sırt çantamı yüklendim ve otogara yakın olan hostelere
doğru yola çıktım.Gözüme kestirdiğim ilk hostelde yaşlı ve kulağı az duyan bir
teyze beni içeri aldı ve İspanyolca bir şeyler söyledi.Anladığım kadarı ile
yarım saat içinde oğlunun geleceğini ve benimle ilgileneceğini söylemek
istedi.Halime acımış olmalı ki, bana bir bardak kahve ile birkaç kurabiye bile
ikram etti.Gerçekten oğlu yarım saat sonra geldi,ancak rezervasyonum olmadığı
için hiç yer olmadığını söyledi.Ben de teşekkür ederek yakınlarda ki başka bir
hostele yöneldim.Ancak orası da doluydu ve oradaki kadın beni başka bir hostele
yönlendirdi.Orada ki adam bana yer olduğunu söyleyince hemen atladım ve kabul
ettim.Meğer adam bahçenin dibinde herhalde eskiden ardiye olarak kullandığı
yeri bana oda olarak vermiş oldu.Buna da şükür diyerek, kümesten bozma bahçe içinde ki odama yerleştim.Öğlene doğru küçük sırt
çantamı kaptığım gibi La Serena sokaklarına daldım.Öncelik ana meydan olan
Plaza de Armas.La Serena deniz kenarı bir şehir olmasına karşın şehri denizden
3-4 km. içeriye kurmuşlar.Genellikle tek veya çift katlı taş binaların
oluşturduğu hoş bir şehir.Hava oldukça sıcak ve nemliydi.Biraz dolaştıktan
sonra, karnımı doyurdum ve bir parkta biraz dinlendim.Daha sonra biraz
serinlemek için büyük bir Mall’a girdim ve biraz dükkanlara bakındım.Aynı bizim
carrefour gibi, büyük bir supermarket ve yanında da Bauhause gibi bir yapı
marketi vardı.Bolivya’dan sonra bana bayağı medeni geldi.Şehirde bir tur
acentesi buldum ve bir bakayım buralarda gidilecek nereleri var dedim.Ekvator’da
yapamadığım Galapagos adasının biraz minyatürü buraya yakın bir yerde Damas
adasın da varmış.Hemen yarın sabah için bir tura yazıldım.Saat 17:30 gibi
aklıma deniz kenarına gitmek geldi ve bir dolmuşa atlayarak 15 dk. uzaklıkta ki
Coquimbo denen küçük bir balıkçı kasabasına gittim.Buralarda hava artık saat
21:30 da filan karadığı için içim rahattı.Çok hoş bir balıkçı barınağı ve balık
hali vardı.Sahilde biraz turladım ve balık tezgahlarına bakındım.Balık ile aram
hoş olmadığı için balık lokantalarının sadece önünden geçmekle yetindim.Ama
anladığım kadarı ile deniz mahsulleri açısından bayağı zengin bir kasaba.Balık
yemedim ama deniz kenarında akşamüstü kayıntısı olarak kendime bir bardak çay
ile peynirli bir puf böreği ısmarladım.Daha sonra yine bir minibüse binerek
şehre geri döndüm.Meydana yakın bir yerden bir koca bardakta meyve suyu içerek,
hostelimin kümesine döndüm.Bahçeye bir sandalye koydum ve nefis gökyüzünde
yıldızları seyre daldım.
14/1/2013 Pazartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder