Sabah dünden yaptığım alış-veriş ile aldığım ekmek,peynir ve
domatesten oluşan kahvaltımı yaptım ve saat 9:30 San Diago otobüsüne bilet
aldım.Ancak otobüs saat 10 da kalktı.5 saatlik bir yolculukla San Diago’ya
vardık.Yolda uyku açığımı kapatmış oldum.Ancak uyanık olduğum vakitler dışarıda
sürekli üzüm bağları ve narinciye bahçeleri gördüm.Birde çok fazla rüzgar tribünü
olan bir alandan geçtik, herhalde rüzgardan oldukça yararlanıyorlar diye
düşündüm.Otogarda çok sıcak bir hava beni karşıladı.Ama ben artık
alıştım,otogar yakınlarında seçtiğim Hostel de Sammy’ye yürüyerek 20 dk.
vardım.Şansıma 4 yataklı bir dormda bana bir yatak vardı.Bu hostelde oldukça enteresan,
heryer ahşap ve biraz hippy tarzı var.Neyse ben eşyalarımı bıraktım ve keşfe
çıktım.Eski şehre doğru binaların gölgesinden yürüyerek yarım saat mesafade ki
Plaza Armas’a vardım.Eski şehir üç bulvar tarafından kuşatılmış bir üçgen
şeklinde.Trafiğe kapalı Moneda caddesinde uzun bir yürüyüş yaptım.Burası bayağı
Avrupai bir şehir, bütün ünlü mağazaların burada da yerleri var.Bata
ayakkabıcısı,starbucks filan.Herkes burada da bir alış-veriş çılgınlığı
içerisinde.Daha çok cep telefonu dükkanları ve anormal fazla eczane ve güzellik
malzemeleri satan dükkan dikkatimi çekti.Meydanın bir kenarını da fast food
yani hamburger ve sosisli sandviç satan yerler kaplamıştı.Keyifli cafeler,
özellikle Haiti kahvesi satan yerler vardı, ne özelliği varsa.Ancak çok pahalı,
bir fincanı nerdeyse 8-9 dolar civarında.Köşe başlarında ise dün benim Ovalle
de içtiğim haşlanmış buğday ve kuru şeftali ile yapılmış hoşaf satan seyyar
arabalar vardı.Kaçırırmıyım, koca bir bardak soğuk Mate con Huesillos’u
götürmüşüm.Biraz ileride 100 yıllık empedena yapan bir yer görünce dayanamadım
ve bir de peynirli bir puf böreğini yiyince, benim akşam yemeği tamam oldu.Meydan
da akşamüstü ortaya hünerlerini sergileyen bir sürü insan çıktı.Palyaçolar,sihirbazlar,balonlara
şekil verenler,ressamlar, müzisyenler filan.En önemlisi meydanın bir köşesinde
ise insanlar oturmuş ciddi ciddi satranç oynuyorlardı, bir sürü kişi de onları
seyrediyordu.Tayfun Eniştemin kulaklarını çınlattım.Ben onları seyrederken
arkamdan biri dokundu, bir döndüm benim Uyuni safarisinde beraber olduğumuz
Kanada’lı kızlar.Meğer onlarda dün gelmişler, biraz sohbet ettik ve yine belki
görüşürüz, dünya küçük diyerek ayrıldık.Saat 20:00 gibi ben hostelime döndüm ve
biraz ayaklarımı dinlendiriyorum.İnsan farkına varmıyor ama büyük şehirlerde bayağı
yol yapıyor.
17/1/2013 Perşembe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder