18 Ocak 2013 Cuma

AVRUPAİ SANTİAGO


Sabah dünden yaptığım alış-veriş ile aldığım ekmek,peynir ve domatesten oluşan kahvaltımı yaptım ve saat 9:30 San Diago otobüsüne bilet aldım.Ancak otobüs saat 10 da kalktı.5 saatlik bir yolculukla San Diago’ya vardık.Yolda uyku açığımı kapatmış oldum.Ancak uyanık olduğum vakitler dışarıda sürekli üzüm bağları ve narinciye bahçeleri gördüm.Birde çok fazla rüzgar tribünü olan bir alandan geçtik, herhalde rüzgardan oldukça yararlanıyorlar diye düşündüm.Otogarda çok sıcak bir hava beni karşıladı.Ama ben artık alıştım,otogar yakınlarında seçtiğim Hostel de Sammy’ye yürüyerek 20 dk. vardım.Şansıma 4 yataklı bir dormda bana bir yatak vardı.Bu hostelde oldukça enteresan, heryer ahşap ve biraz hippy tarzı var.Neyse ben eşyalarımı bıraktım ve keşfe çıktım.Eski şehre doğru binaların gölgesinden yürüyerek yarım saat mesafade ki Plaza Armas’a vardım.Eski şehir üç bulvar tarafından kuşatılmış bir üçgen şeklinde.Trafiğe kapalı Moneda caddesinde uzun bir yürüyüş yaptım.Burası bayağı Avrupai bir şehir, bütün ünlü mağazaların burada da yerleri var.Bata ayakkabıcısı,starbucks filan.Herkes burada da bir alış-veriş çılgınlığı içerisinde.Daha çok cep telefonu dükkanları ve anormal fazla eczane ve güzellik malzemeleri satan dükkan dikkatimi çekti.Meydanın bir kenarını da fast food yani hamburger ve sosisli sandviç satan yerler kaplamıştı.Keyifli cafeler, özellikle Haiti kahvesi satan yerler vardı, ne özelliği varsa.Ancak çok pahalı, bir fincanı nerdeyse 8-9 dolar civarında.Köşe başlarında ise dün benim Ovalle de içtiğim haşlanmış buğday ve kuru şeftali ile yapılmış hoşaf satan seyyar arabalar vardı.Kaçırırmıyım, koca bir bardak soğuk Mate con Huesillos’u götürmüşüm.Biraz ileride 100 yıllık empedena yapan bir yer görünce dayanamadım ve bir de peynirli bir puf böreğini yiyince, benim akşam yemeği tamam oldu.Meydan da akşamüstü ortaya hünerlerini sergileyen bir sürü insan çıktı.Palyaçolar,sihirbazlar,balonlara şekil verenler,ressamlar, müzisyenler filan.En önemlisi meydanın bir köşesinde ise insanlar oturmuş ciddi ciddi satranç oynuyorlardı, bir sürü kişi de onları seyrediyordu.Tayfun Eniştemin kulaklarını çınlattım.Ben onları seyrederken arkamdan biri dokundu, bir döndüm benim Uyuni safarisinde beraber olduğumuz Kanada’lı kızlar.Meğer onlarda dün gelmişler, biraz sohbet ettik ve yine belki görüşürüz, dünya küçük diyerek ayrıldık.Saat 20:00 gibi ben hostelime döndüm ve biraz ayaklarımı dinlendiriyorum.İnsan farkına varmıyor ama büyük şehirlerde bayağı yol yapıyor.

                                                                   17/1/2013 Perşembe

 
 
 
 

Hiç yorum yok: