Sabah uykumuzu almış bir şekilde kalktık.Hosteli öğlen
boşaltmamız gerektiği için çantalarımızı hazırlayıp, hostele emanet ettik.Daha
sonra hostelden iki tane güzel bisiklet seçip, kiraladık ve dün kapalı olduğu
için kahvaltı yapamadığımız Cafe Batista’da güzel bir kahvaltı yaptık.Saat 9:45
gibi bisikletlere atlayıp, göl kenarında ki bisiklet yolundan ilerledik.Çok
güzel çiftlik evleri ve yemyeşil çiftlik arazileri arasından,hafif serin bir
havada pedal bastık.Yol oldukça düz ve manzaralıydı.Saat 11:00’ e kadar,
gidebildiğimiz kadar giderek dönüşe geçtik.Dönüş yolunda göl kenarında bir köy olan Santo Rosalio’da mola
verdik.Çok güzel çimenlerin üzerinde ve göl manzarası karşısında biraz
dinlenerek, suyumuzu içtik ve fotoğraflar çektik.Saat 12:30 da kasabaya geri
dönerek, bir marketten biraz meyve ve ekmek aldık.Tam saat 13:00 de, yani
bisikletleri geri vereceğimiz saatte hostele dönerek,bahçede öğlen yemeğimizi
yedik.Eda ile biraz daha sohbet ederek, vedalaştık.Saat 14.30 gibi sırt
çantalarımızı yüklenerek 23km. uzaklıktaki Puerto Montt’a doğru yola
çıktık.Otogarda inerek, gittiğimiz ilk hostelde yer bulamadığımızdan yakın olan
ikinci bir hostelde (Hospedaje Vista al Mar)yer bularak yerleştik.Yaşlı bir
karı-koca evlerinin boş odalarını kiraya veriyorlardı .İnsan böyle yerlerde
kendisini evde gibi hissediyor.Hemen eşyalarımızı bırakarak, yakınlarda ki Somon
balığı marketine gittik.Bir sürü çeşit deniz mahsulü vardı.Benim deniz
mahsulleri ile alakam yoktur ama Erkan’ın gözleri yuvalarından çıktı ve ağzının
suyu aktı.Tezgahlarda kocaman somon balıklarını ayıklayarak, filetolarını çıkaran
adamları şaşkınlıkla seyrederek, fotoğraflarını çektik.Adını bilmediğimiz bir
sürü midye çeşidi ve balık vardı.Marketin üst katında da balık lokantaları
vardı.Aslında karnımız toktu,ancak bayan bir garson bizi kandırdı ve küçücük
bir lokantada yengeç sosunda somon ızgara yedik.Tabii bir tabağı Erkan’la
ikimiz paylaştık.Yanında da bir kadeh beyaz şarap götürdük.Böylece sadece
gözümüzü değil, karnımızı da doyurmuş olduk.Üstüne bir cafeden iki de kahve
içerek liman gezimizi taçlandırmış olduk.Oradan ayrılarak, yediklerimizi
eritmek için sahil boyunca yürüyerek kasabanın merkezine geldik.Plaza de Armas’ta
bir bankta oturarak biraz dinlendik.Kasabanın en işlek caddesinden mağazalara
bakınarak hostele doğru dönüşe geçtik.Yol üstünde uğradığımız otogardan, Erkan
yarın sabah için havaalanına bilet aldı, ben de Pazar sabahı için Arjantin de
bulunan Bariloche’ye biletimi aldım.Şimdiden ayrılık hüznü çökmüş olarak
hostelimize dönerek, sıcak birer hazır çorba içtik ve yataklara
yığıldık.Böylece kısa sürede olsa bana yol arkadaşlığı yapan kardeşimden
ayrılma vakti gelmişti.Halbuki birbirimize çok alışmıştık….
25/1/2013 Cuma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder