BİR BİLİNMEZ CHUGCHİLAN
Sabah Quito’nun trafiğine takılmamak için geç çıkmam
gerektiğini düşündüm.Saat 8:30 da hosteli terk ettim.Yakınlarda bulunan bir
pastaneden kuruvasan ve kahve ile kahvaltımı yaptım.Güney terminaline giden bir
troleybüse bindim ve saat 9:15 gibi terminale vardım.Buradan da kalacağım yer
olan Lacatunga otobüsüne atladım.Aslında Lacatunga yakınlarında bir krater gölü
olan Laguna Quilotoa ya gitmek istiyordum.Fakat buraya en yakın yer olan
Chugchilan çok küçük bir kasaba ve kalacak yer az diye, Lacatunga da kalmaya
niyetlendim.Ancak otobüste biraz daha inceleyince Chugchilan da kalmak daha
cazip geldi,zira oradan göle yürüyüş yapılabiliyordu.Bu nedenle fikrimi
değiştirdim ve bu küçük kasabada kalmaya karar verdim.Ama bu kasabaya Lacatunca
‘dan sadece 1 otobüs vardı ve oda saat 12:00 deydi.Lacatunca otobüsü saat 9:45
te kalkınca galiba otobüse yetişemem diye düşündüm.Ne fark eder ki kaçırırsam
Lacatunca da kalırım dedim ve işi şansa bıraktım.Ancak şansım yaver gitti ve
11:30 da otagara vardık.Hemen kalkacak olan ilk ve tek otobüse yerleşerek
Chugchilan da kalmayı seçmiş oldum.4 saat sürmesi beklenen bir yolculuktu.Küçük
dağ yollarından tırmanarak, birkaç ta dağ köyü geçerek, saat 15:00 te
vardık.Ancak And dağları arasında seyreden inişli çıkışlı yol güzel manzaralar
veriyordu.Chugchilan gerçektende çok ama çok küçük bir kasaba,2 tane hosteli
var, ben adından dolayı Cloud Forest(bulut ormanı) seçtim.Çok hoş manzaralı bir
hostel ve kahvaltı,akşam yemeği dahil, tek kişilik banyolu odama
yerleştim.Karnımın aç olduğunu söyleyince hemen bana patates ve salatadan
oluşan bir şeyler hazırladılar.Karnım doyunca gözlerim dağlara çevrildi ve ufak
bir yürüyüş yaptım.Tam Karadeniz köylerini anımsatan bir havası var bu
köyün.Saat 19:00 da akşam yemeği verildi.Orada diğer kalanlarla tanıştım, topu
topu 7 kişiydik.3 kişi yeni gelmiştik,
diğerleri birkaç gündür buralardaydı.Neyse ki içlerinden biri yarın benim
yapamayı düşündüğüm kratere gölü (Quilotoa gölü) yürüyüş için istekli çıktı ve ikimiz yarın sabah
kahvaltıdan sonra saat 8:00 de bu 12km lik yürüyüşe çıkacağız.Aslında zorlu bir
tırmanış gidiş 12, geliş 12 toplam 24 km ve yaklaşık 1000 metre
çıkacağız.İşallah kızın (Danimarkalı) başına bela olmam, zira çok genç ve
atletik görünüyor.Hadi hayırlısı…Akşam yemeğinde çok güzel ve sıcak sebze
çorbası,patates,yumurta, salatadan oluşan ana yemek ve üstüne browni benzeri
bir kek verdiler.Daha ne olsun bu dağ başında.Ancak hava çok soğuk, tahminim 6-7 derecelerde.Olsun polarları giydim ve
keyfim yerinde.Erken yatıp, iyi dinlenmem lazım, zira parkur zor geçeceğe
benziyor.
1 yorum:
Hocam sen cizgiyi asmissin :-)
Yorum Gönder