Akşam 7 gibi Vilcabamba’dan ayrıldım.Ancak otobüs
terminaline giderken yolda küçüklüğümden
beri görmeye hasret kaldığım ateş
böceklerini görmek beni çok heyecanlandırdı.Işıl ışıl ağaçların arasında
dolaşıyorlardı.Otobüs ile 21:00 gibi Loja’ya geldim, tabii 23:00 te ki otobüs
için saat biraz erkendi.Otogarda bir kahve içip Lonely Planet’ten Peru’yu
çalışmak için vaktim oldu.Bu arada hostelden ayrılmadan önce sağolsun Martin
bana biraz sınır geçişi ile bilgiler verdi ve Trujillo da değil 12km. yakınında
ki sahil kasabası Huanchaco’da kalmamı önerdi.Otobüs tam zamanında kalktı, otobüste
yabancı olarak bir tek ben, bir de yan koltukta turist olduğu belli olan bir
başka kız vardı.Gece saat 4:00 gibi sınıra geldik ve önce Ekvator çıkış damgası
vuruldu, yürüyerek bir köprü geçtik ve sonra da Peru giriş damgası vurdurduk.Topu
topu hepsi yarım saat içinde bitti.Yarı uyur yarı uyanık yolculuk devam ederken
saat 5 civarı otobüsün lastiği patladı ve 1 saat rötar yapmak zorunda kaldık.Ama
benim hiç kullanmadığım kafa feneri lastik değiştirirken çok işe yaradı.Sabah 8
civarında Piura’ da otobüsten indik.Peru’da her otobüs firmasını ayrı kalkış
noktası olduğunu Martin’den öğrenmiştim.Diğer turist kız şaşkın şaşkın
bakınırken ona Trujillo’ya gidiyorsa bana takılmasını söyledim.Meğer oda ekvator’da stajını tamamlamış ve tatile çıkan
Kanada’lı biri çıktı.Kız Çevre Mühendisliği bitirmiş ve ekvator’a staja
gelmiş.Neyse önce bir bankamatik bulup, biraz Peru parası yani Sol çektik(1
dolar=2.6 sol).Daha sonra Trujillo otobüsüne saat 9 için bilet aldık.Karnımız
aç olduğu için bardak portakal suyu ile peynirli bir sandviç yedik ve 9:00 da
tekrar bu sefer 6 saatlik Trujillo yolculuğu başladı.Fakat Peru’da otobüsler
çok konforlu,çift katlı ve koltuklar nerdeyse yatak oluyor.Binerken parmak
izimizi bile aldılar.Yolda kahvaltı ve yemek servisi bile vardı.Diğer kız da
ben de pek alışık olmadığımız için bayağı eğlendik bu durum karşısında.İlk Peru
görüntüleri doğrusu beni şok etti, zira uzun bir süre çöl gibi bir arazide
yolculuk yaptık.Sonra ben biraz uyumuşum.Öğlen yemek servisinde gözlerimi
açtığımda, bu sefer de kerpiçten evlerin olduğu bir yerden geçiyorduk.Sanki
bizim Anadolu da yolculuk yapıyormuşum gibi geldi.Saat 15:30 gibi Trujillo da
indik ve diğer kızla vedalaştık, o Lima’ya devam etti, ben ise yakın bir yerden
geçen Huanchaco otobüslerine bindim.Bu küçük sahil kasabasında My Friend adında
ki hostelde bir yer buldum ve yerleştim.Çantamı bıraktım ve doğru deniz
kenarına koştum.Çok geniş ve uzun bir kumsala sahip, kocaman dalgalar sahile
vuruyordu.Saat 17:00 de herkes hala denize giriyor ve surf yapıyordu.Sahilde bir sürü pelikan insanların yediklerine saldırıyordu.Bir de
herkesin sokaklarda yalınayak yürümesi beni biraz şaşırttı, ama burası bir
sahil kasbası sonucunda.Bir düşündüm de aslında bu benim ilk defa Pasifik Okyanusunu
görüşümdü, biraz heyecanlandım tabii.Huanchaco aslında hem surf yapanların hem de surf
öğrenmek isteyenlerin çok tercih ettiği bir yermiş.Benim bu saatten sonra
surfle işim olmaz.Ama akşam üstü müthiş bir gün batımını yakalayınca, iyi ki burada
kalmışım dedim ve hemen kendime bir bira ısmarladım.Tabii yine sayısız gün
batımı fotoğrafım oldu.Hemen bulduğum bir lokanta da vegetaryan bir yemek yedim
ve biraz kordon boyunda yürüyüş yaptım.Hava karamaya başladığı için Hostelime
dönüşe geçtim.Yarın buraların civarında gitmek istediğim iki yer var, oraları göreceğim,hem
de biraz dinlenirim.Belli mi olur belki surf dersi bilem alırım.
17/12/2012 Pazartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder