9 Aralık 2012 Pazar

BANOS, İSPANYOLCA TUVALET DEMEK


Saati 3:00 e kurmuştum, gayette rahat kalktım zira 9:30 da yatmıştım.Zorlu yürüyüş sonrası yorulmuş olmalıyım ki,hemen uyumuşum.Kalktığımda her yer karanlıktı,akşamdan hazırladığım çantamı kaptım ve hostele 1 km uzaklıktaki meydandan kalkacak olduğu söylenen otobüsün yolunu tuttum.Tabii o saatte herkes uykudaydı, ama köpekler meğer beni bekliyormuş.Hepsi şöyle bir hırlayıp, havladıktan sonra bendeki pozitif enerjiyi(sabahın o saatinde nasıl oluyorsa)görünce tekrar yerlerine döndüler.Gerçekten meydana varınca o saatte o kadar insanı orada bulacağımı düşünmemiştim.En az 15 kişi vardı, otobüs kornalar çalarak zaten herkesi uyandırıyormuş, ben saati boşuna kurmuşum.Saat 3:30 da kalktık.Aynı bizim köy otobüsleri gibi bir yerleşime gelmeden var gücüyle kornalar çalınıyor ve otobüse binecekler hemen yola çıkıyor.Böylece çok fazla gitmeden otobüs tıklım tıklım doldu.Birde her binen kadının sırtında bir çocuk bağlı ve elinde de bir kocaman çuval.Meğer bunlar yol üstünde bulunan Zumbahua adında ki bir kasabada kurulacak olan cumartesi pazarına giderlermiş.Herhalde kendi ördükleri veya yaptıklarını satmak için.Ben ise bagaja vermediğim kocaman sırt çantamla en arka beşli koltukta bir köşeye sıkışmak durumunda kaldım.Oysa uykuma otobüste devam etmeyi düşünmüştüm ama ne mümkün.Böyle zorlu bir 3 saat yolculuk sonrası Lacatunca otogarına 6:30-7 arası vardık.Oradan Banos’a direk otobüs olmadığı için önce Ambato denen bir yere 1 saatlik bir otobüs yolculuğu arkasından da oradan Banos’a 1:30 saatlik bir yolculukla saat 10:00 gibi aç ve uykusuz bir halde Banos’a vardım.Hemen daha önceden çalıştığım için 2 İsrail’linin çalıştırdığı Hostal Transilvania’ya yerleştim.Uykuyu unuttum ama karnım zil çalıyordu.Hemen Rico Pan denilen çok hoş bir yerde mükellef bir kahvaltı yaptım ve kendime geldim.Banos, etrafı yemyeşil dağlarla çevrili bir çanak içine yerleşmiş.Zaten burası Adventure sporları ve termal kaplıcaları ile ünlü ve Quito’ya 3.5 saat uzaklıkta bir sayfiye yeri.Ne ararsanız var: rafting,yürüyüş parkurları,dağ bisikleti,atv ile geziler,tırmanma,köprüden atlama ve volkan turları. Ben yine oryantasyonumu sağlamak için, birde dün uzun bir yürüyüş yaptığım için seyir tepesi gibi yere çıkıp, kasabayı yukardan seyretmek istedim. Oraya vardığımda hostelden aldığım haritaya baktım ve dağı yatay olarak geçen bir yürüyüş parkuru olduğunu fark ettim.Fark etmeseymişim keşke ama olacağı varmış.Adamlar haritada ne saat ne de mesafe belirtmedikleri için, benim küçük yürüyüş 5 saatlik zorlu bir yürüyüşe dönüştü.Birde üstelik yolun yarısında şiddetli bir yağmur işin tuzu biberi oldu.Bereket yağmurda yürümeyi severim.Mis gibi toprak kokusu ile birlikte sıçan gibi ıslandım ama yine değdi doğrusu.Sis filan indi ve müthiş görüntüler oluştu.Böylece 2 günde 1 senede yürümediğim kadar yürümüş oldum.Kasabaya geri indiğimde saat 16:00 olmuştu ve yağmur hala yağıyordu.Bir şeyler atıştırdım ve hostelin yolunu tuttum.Sıcak bir banyo ve güzel bir uyku paklar ancak beni.Neyse ki yarın yol filan yok,zaten Pazar ve keyif günü.

                                                                 8/12/2012 Cumartesi

 

2 yorum:

Bülent Üner dedi ki...

Armi ciiiim!!
kiskandiriyorsun vallahi.
Yalniz bir yolunu bulup foto da yukle lutfen. Oyle cok degil her gun icin bir tane, o gunu eniyi anlatan.
Sevgiler
Bulent

Bülent Üner dedi ki...

Armi orada bizim bilmedigimiz sebze meyve var mi, tadip ta cok begendigin?