12 Aralık 2012 Çarşamba

RİOBAMBA BİNALARIN ÇOK GÜZEL


Sabah kalktığımda hala yağmur yağıyordu. Riobamba otobüsü 9:45’de olduğu için acele etmeme gerek yoktu.Çantamı topladım ve kahvaltıya indim.Bu sefer kahvaltıda pancake,meyve ve kahve vardı.Hesabı ödedim ve yakın olan otogara yürüyerek hafif çiseleyen yağmur altında yürüdüm.Riobamba, Banos’a 2 saatlik bir mesafede idi.Saat 12 gibi otobüsten indim ve bir taksiye binerek burada ki hostelim Oasis’e gittim.Ortada güzel bir bahçesi vardı ve odalar onun etrafını çevreliyordu.Tuvaleti olan bir odaya yerleştim.Çantamı bıraktığım gibi kendimi sokaklara attım.Hostel şehir merkezine 5 blok uzaklıktaydı.Bana en yakın olan Özgürlük parkına yürüdüm.Parkın bir kenarında çok heybetli bir basalica vardı.Orada oturup biraz haritadan oryantasyonumu sağladım.Nerde ne var,tespit ettikten sonra sırayla diğer meydanları gezmeye başladım.Yürürken çok güzel binalar görünce hemen fotoğraflarını çektim.Şehir 180.000 nüfuslu ve dümdüz bir yer,çok güzel eski taş binaları var.Esas parkı olan ve yönetim binalarının da olduğu Maldonado parkına geldiğimde hummalı bir çalışma yapıldığını gördüm.Zira yılbaşı geliyordu ve meydanların süslenmesi gerekiyordu.Bütün ağaçlara ışıklar, süsler asılıyordu.Hava çok soğuk değildi,ama benden başka kısa kollu gezen yoktu.Burası 2750 m. Yükseklikte bir şehir.Yavaş yavaş buraya gelme sebebim olan Şeytanın Burnu(Devil’s Nose) treninin istasyonuna yaklaşmıştım.Tren istasyonu çok hoş bir binaydı ve şehrin tam ortasına yapılmıştı.Ancak içeri bilgi almak için girdiğimde biraz hüsrana uğradım, çünkü tren yolunun buradan Alausi denen kasabaya kadar  olan kısmı yağmur nedeniyle tahrip olmuştu.Bu nedenle trene binmek için 2 saat uzaklıktaki Alausi’ye gitmem gerekiyordu.Olsun trenin rotası,kalkış zamanı, fiyatı ve kaç saat sürdüğü hakkında gerekli bilgileri almış oldum.Ancak yeni bir plan yapmam gerekiyordu.Tam bir şeyler düşünürken, bir ekvatorlu yaklaştı ve bana sen dün Banos’taydın değil mi diye sordu.Meğer beni kır saçlarımdan ve sakalımdan tanımış.O çok az İngilizce, ben yarım yamalak İspanyolcamla anlaşmaya çalıştık.Bana burada ne yapacağımı filan sordu, bende aslında trene binmek için geldiğimi ama buradan değil Alausi’den binebileceğimi öğrendiğimi söyledim.Bana Alausi’ye nasıl gideceğimi, terminalin yerini filan anlattı. Dünyanın en yüksek dağlarından olan Chimborazo volkanın (6310m.) buraya çok yakın olduğunu okumuştum ama o kadarda değil demiştim kendi kendime. Adam bana oraya gidip gitmeyeceğimi sorunca ben, tabiî ki hayır ben o kadar fit değilim filan dedim.Adam istersem bir arkadaşının volkanın çıkış noktasına kadar günlük turlar yaptığını söyledi.Kamyonetle base kampa kadar çıkıp biraz fotoğraf filan çekersin, istersen de biraz yürüyüş yaparsın dedi.Ama o  yükseklikte yürümenin zor olduğunu biliyordum.Bazı göller olduğunu ve base kampa kadar gidilebildiğini söyleyince biraz kanım kaynadı ve pazarlık yaptım.Yarın saat 8 de beni hostelden alacak ve 5 saatlik bu turu yaptıktan sonra beni otogara bırakacaklar.Oradan da otobüsle 4 saatlik mesafedeki Alausi’ye gidebilecektim.Bu kadar yüseklikteki bu dağın dibine kadar gelip bu fırsatı kaçırmak istemedim.Hadi hayırlısı, blogumun adına yaraşır bir özgürlük hareketi yaptım.Daha sonra karnım acıkmıştı ve daha öncede yazdığım gibi buradaki sabit pazarı(Mercado Merced)buldum ve tamda düşündüğüm gibi halk tipi bir yemek yedim.Hava yavaş yavaş bozmaya başlayınca hostele gitme vaktinin geldiğini anladım.Yolda bir külah da dondurma ısmarladım kendime.Saat 18:00 gibi hostele geldim ve kendime bir çay yaparak biraz dinlenmeye çekildim.Bakalım yarın dünyanın merkezine en uzak olan bu dağa ne kadar yaklaşabileceğim.Adam resmen kanıma girdi.


                                                                 10/12/2012 Pazartesi

2 yorum:

c dedi ki...

Bu guzel yazilara, hic yorum yok diye gorunce icim kaldirmiyor, hemen salliyorum bir tane.

Ozlemisindir memleketi: Trabzon 1461 diye bir amator vari takim Galatasaray'i Kupa'dan eledi :-)

Cem dedi ki...

Cem'in "c" si cikmis. Ama anlamissindir futbol muhabbetinden kim oldugumu :-)

Bir de unuttum: Basket maci gordugunde girer insan maca gosterir bizde ak sakalli dedeler nasil oynuyor :-)