22 Aralık 2012 Cumartesi

BAŞKENT LİMA AMA GÜZEL


Otobüste deliksiz uyumuşum.Tahmin ettiğim gibi saat sabah 5 te otogardaydık.Tabii uykuma otogarda ki koltuklarda devam ettim ve 7:00  gibi yola çıktım.Otogarın hemen yanında kocaman stadyumu görünce oryantasyonumu sağlamak kolay oldu ve daha çok erken olduğu için hostele yürüyerek gitmeye karar verdim.Ancak git git yol bitmedi,sırtımda ki çanta gittikçe ağırlaştı.Meğer yönümü doğru tahmin etmişim ama mesafeyi o kadar iyi tutturamamışım.Meğer 7.5 km. miş.Neyse gördüğüm her parkta dinlene dinlene saat 9:00 gibi hostele geldim ve 6 yataklı bir odaya yerleştim.Kahvaltı dahil olduğu için hemen bir kahvaltı yapıp biraz dinlendim.Daha sonra metronun yöntemini öğrenip bir kart aldım ve eski şehri görmeye gittim.Ben Miraflores denen bir bölgede, denize daha yakın ama old town’a biraz uzak bir yerde kalıyorum.Ama hostel Kenndy parkı diye bir yere bakıyor ve oldukça güzel.Metro ile 11 durak sonra indim ve kısa bir yürüyüşle asıl plaza olan Plaza Armas’a geldim.Saat tam 12 de hükümet konağının önünde nöbetçi değşimi vardı ve tam 12 de ben şansıma ordaydım.Hoş bir ritüeldi ve bir yarım saat sürdü.Sonra diğer plaza, park ve kiliseleri gezmeye başladım.Eski şehir çok düzgün ve güzel binalara sahip,zaten şehirde oldukça düz.Bir de gurme Müzesi gezdim.Peru da ki yetişen sebze, meyve ve önemli bölgelerin yemeklerinin, tatlılarının tanıtıldığı bir müze.Tabii o müzeyi gezdikten sonra karnım acıktı ve öğlen yemeğimi yedim.Lokantanın yakınlarında çin mahallesi olduğunu duyunca bir gidip göreyim dedim.Zaten oraya yakın bir müzeyi de görmek için seçmiştim.Aman tanrım, bizim Mahmut Paşa halt etmiş,nasıl kalabalık bir yer anlatamam.Yürümek imkansız, her halde aklınıza ne gelirse burada bulabilirsiniz.Neyse oradan zor çıkabildim, ama benim görmek istediğim müzede ilaçlama varmış o yüzden kapalıydı.Daha sonra en meşhur ikinci meydanı olan Plaza San Martin’ e gittim.Gerçekten çok etkileyici, büyük ve güzel. Yazılana göre orada bulunan çok eski bir otel olan Grand Hotel Bolivar buranın en meşhur içkisi olan Pisco Sour’un en iyi yapıldığı yermiş.Tabii kaçırır mıyım, hemen otelin altında ki bara girdim ve kendime bir Pisco Sour ısmarladım.Bizim limonlu tonik gibi bir içki,ama güzeldi.İçkiyi içtikten sonra mesai bitimine kalmadan dönmek için metronun yolunu tuttum.Zira o saatlerde çok kalabalık oluyor ve binmek zorlaşıyormuş.Saat 17:00 gibi hostelin oraya geri döndüm.Tabii Starbucks’tan bir kahve alarak karşıda bulunan Kennedy parkta huzuru buldum.Biraz da hostelin çevresinde gezindim, çok hareketli bir yer ve gençliğin buluşma yeri gibi.Barlar ve cafelerle dolu bir yer.Herkes yılbaşı çok yaklaştığı için kendini alışverişe vermiş durumda.Öğlen iyi doyduğum için, sadece bir yerde meyve salatası yiyerek, artık ayaklarım beni taşımakta zorluk çektiği için hostelime döndüm.Yarın da başkentteyim ve deniz kıyısını, plajları  ve kalan birkaç yeri gördükten sonra Lima’yla işim biter.

                                                      21/12/2012 Cuma

 

1 yorum:

Cem dedi ki...

Hocam buyuk ihtimalle gec kaldim ama Larcomar diye bir yeri varmis Lima'nin, Sorrento'da yukardan denize baktigimiz yere benziyor resimleri.
Sana bu kadar buyuk sehir yeter. Adios Lima.