Çok gelmiş bu kadar yürümek, deliksiz 10 saat uyumuşum.Saat 8:30
da kahvaltıya indim.Bugün havanın hiç tadı yok, kapalı ve yağışlı.Ne yapalım
her gün güneşli olacak hali yok.Yağmur biraz durur gibi olunca çıktım
yollara.Öncelikle bugün bildiğimiz pazarıymış Banos’un.Hemen o tarafa yollanıp,
bunlar ne yer, ne içerler bir bakıyım dedim.Pazarda yok yok,aynı bizim Beykoz pazarı
gibi.Aynen bizde ki gibi soğan patates bölümü,sebze bölümü, meyve bölümü ayrı
ayrı.Hatta balık bile satıyorlar.Bezelye,bakla,brokoli,domates,biber,soğan,patates,yeşillikler
seçebildiklerim.Daha bir sürü sebze ve meyve var ama adlarını bilmiyorum.Bayağı
kalabalıktı,herkes haftalık sebze ve meyvesini alıyordu.Şöyle tezgahların
arasında bir turladım ve çıktım.Daha sonra yürürken sabit Pazar gibi bir yere
rastladım.İçerisi tıklım tıklım,millet saat sabahın 10:30 da yemek yiyor.Her
yerde ocaklar kurulmuş,yemekler pişiyor.Önlerinde de küçük masa ve
sandalyelerde insanlar yemeklerini yiyordu.Ben yeni kahvaltıdan kalktığım için
sadece bakındım.Ama bir meyve suyu sıkan yerin önünden geçerken dayanamadım.Yap
şuradan karışık bir meyve suyu dedim.Kadın ne kadar meyve varsa blendıra attı,süt,bal
filan da koydu ve karıştırdı.Koca 2 bardak karışık meyve suyunu mideye
indirdim.Akşama kadar başka bir şey yemesem olur.Öğlene doğru buradan akan
Pastaza nehri ve üzerinde bulunan San Fransisco köprüsünü görmeye gittim. Bugün
Pazar olduğu için herkes kaplıcalara geliyordu, bende o tarafa doğru yürüdüm ve
Hayat Suyu dedikleri herkesin şişe şişe suyundan doldurduğu, bizim eski Çene
suyu gibi bir yere rastladım. Etraftan herkes otobüslerle buraya şifa bulmaya
gelmişti.Ben tam oradan çıkmıştım ki yağmur başladı, bende biraz dinlenmek için
yakın olan hostele attım kendimi.Biraz maillerime filan
baktım,oyalandım.Öğlenden sonra yağmur mola verince yine yollara düştüm, ama bu
sefer o plaza senin bu plaza benim keyif yaptım.Çoluğunu çocuğunu kapan parklara
doluşmuş, Pazar gezintisi yapıyorlardı.Yakınlardan bir yerden sesler,
bağırışlar duyunca o tarafa doğru yürüdüm, bu küçücük kasabada bile kapalı bir
salon vardı ve basketbol maçı yapıyorlardı.Kaçırır mıyım, hemen yakınlardan bir
dilim pizza kaptım ve biraz oturup maç seyrettim.Basketbol beni burada da
bulmuştu.İnanılır gibi değil ama iki tane kız basketbol takımı bile vardı bu
küçük kasabanın.Hava kararmaya başlayınca, kasabada bir ufak veda turu daha
attım ve hostelimin yolunu tuttum.Yarın Riobamba’ya gideceğim ama acelem yok,
iki saatlik bir yol.
9/12/2012 Pazar
1 yorum:
Hocam, Bulent soyleyince fotograf da yuklemeye baslamissin, BLOG'un keyfi 2 katina cikti.
Bu Banos bizim Kemaliye'ye benziyor. Bugune kadar az kiskanmistim ama daglarda yurumeye baslayinca kiskanclik da artmaya basladi :-)
Iyi seyehatler.
Cem
Yorum Gönder