12 Şubat 2013 Salı

USHUAİA'DAN- PUERTO MADRYN'E 33 SAATLİK YOLCULUK


Sabahın kör karanlığında dün geceden hazırladığım sandviçlerden birini meyve suyu ile yiyerek yollara çıktım.Ancak dışarıda hayat devam ediyordu.Gençler bar ve diskoların önünde muhabbeti bitirememişlerdi.Otobüsün oraya saat 4:30 da vardım.Bayağı bir yolcu varmış,nerdeyse iki katlı otobüsü doldurduk.Saat 5:30 da 12 saatlik Usuhuaia-Rio Gallegos yolculuğu başladı.Bu yolculuk sırasında önce Arjantin’den Şili’ye, sonra tekrar Arjantin’e geçeceğimiz için ömrümüz sınır kapılarında geçecek gibi.Saat 12:00 gibi Arjantin’den çıkıp, Şili’ye girdik.Orada epeyce yol aldık ve yine aynı yerden feribotla Magellan boğazını geçerek Ateş Toprak’larını (Tierra del Fuego)terk ettik.Akşamüstü gibi de tekrar Arjantin sınırından giriş yaptık.Sınırdan yakın olduğu için, saat 18:30 gibi Rio Gallegos’a vardık.Aslında 12 saat sürmesi gerekirken, otobüsün bir arızası yüzünden feribot çıkışı bir saat kadar vakit kaybettik.Terminalde inince, Puerto Madryn’e bilet sordum.Hemen saat 19:00 da otobüs varmış, nefes almadan o otobüse binerek hayatımın en uzun otobüs yolculuğunu gerçekleştirmiş oldum.Pazar sabahı saat 05:00 de Ushuaia’dan bindim, pazartesi öğlen saat 14:00 te Puerto Madryn’de indim.Tamıtamına 33 saat, dile kolay.Oturmaktan kıçım pide gibi oldu.Neyse ki Rio Gallegos’tan bindiğim otobüs iki katlıydı ve ben üst katta en önde oturdum.Koskoca camdan etrafı seyrederek, keyifli bir yolculuk yaptım.Artık yollar bana vız geliyor.Yolda birkaç yerde sahil kasabalarına girerek, oradan da yolcular indirdik ve aldık.Zaten bütün gece mışıl mışıl uyumuşum.Puerto Madryn’de inince, öncelikle Mendoza için otobüs bakındım.Salı günü yer kalmadığı için Çarşamba günü sabah 07:00 için biletimi aldım.O da 24 saatlik uzun bir yolculuk olacağı için bu mola bana iyi gelecek.Daha sonra hostel bulmak için yollara düştüm.Ancak hava burada birden çok ısındı ve nerdeyse 30 derecelerde.El Gualicho denen bir hostelde 4 kişilik bir odada bir yer buldum ve yerleştim.Sahile ve merkeze çok yakın bir hostel.Eşyalarımı bırakarak, resepsiyondan burada gitmek istediğim Peninsula Valdes yarımadasına yarın için bir tur aldım.Zira buraya halk tipi bir ulaşım yok, ancak turla gidilebiliyor.Şu hayvancıkları (penguen,deniz arslanı ve fok balılkları)son bir kez göreyim dedim.Önce merkez meydanı görerek, sahile indim.Çok uzun bir sahili var.Sahil tıklım tıklım dolu, herkes denizin tadını çıkartıyor.Zaten burada hiç turist yok, hep Arjantin’in kuzeyinden soğuktan kaçanlar burada tatillerini geçiriyorlar.Sanki birden Bodrum veya Alanya’da zannettim kendimi.Sahilin sonuna kadar (nerdeyse 5km.)yürüdüm ve orada bulunan tarihi kalıntıları gezdim.Deniz kenarında buraya ilk yerleşenlerin oturdukları mağaramsı oyukları gördüm.Seyir tepesinden fotoğraflar çekerek, bu sefer tam denizin dibinden, sahilde yüzenlerin arasından geri döndüm.Çocuklar kumdan kalelerini yaparken, büyüklerin de hemen hepsi ellerinde Mate bardakları ile matelerini içiyor ve güneşleniyorlardı.Merkeze gelince bir marketten yarın ki tur için alış-veriş yaptım ve bir yerde karnımı doyurarak,hostelimin yolunu tuttum.Zira hostelin arkasında çok güzel çimenlik bir alan ve hamaklar var.Biraz keyif yaparak, yol yorgunluğunu attım.Sonrada oturdum maillerime baktım.Hava burada bayağı sıcak, o kadar yol uykusunun üzerine, bu sıcakta uyumak zor gibi görünüyor.

                                                    10/11/02/2013 Pazar--Pazartesi
 
 
 
 
 

1 yorum:

Cem dedi ki...

Katamaran nerede hocam?