1 Şubat 2013 Cuma

CHALTEN VE İNANILMAZ VİEDMA GLASSİERİ


Bu sabah ta erkenden 7:00 de kalkarak, hostelin lobisinde kahvemi içtim ve tur acentesinin önüne gittim.Tabii yine ilk gelen ben olmuştum.Acente sahipleri bile benden sonra geldi.Arkasından 4 kişilik Amerikalı bir grup, 2 İngiliz,2 İspanyol,2 Arjantin’li ve 1 İsviçreli adamla ben dahil 12 kişi olduk.Bugünde acenteden, hava çok rüzgarlı olduğu için belki buzul üzerinde yürüyüş yapamayacağımızı ama deneyeceklerini söylediler.Saat 8:15 gibi bir otobüse binerek yarım saat yol aldıktan sonra Baja Tunnels diye göl kenarında bir rıhtıma vardık.Burada bizi bekleyen orta boy bir motora binerek gölde yol almaya başladık.1 saat süren göl yolculuğu sırasında o kadar şiddetli rüzgar vardı ki, motorun üzerinde uçmamak için tutunmak zorunda kaldım.2 kişi hariç herkes içeri kaçtı,ama ben o kadar uzun yoldan gelmiş bir Türk turist olarak, sonuna kadar direndim ve zaman zaman dalgalardan ıslanarak buzulların resmini çektim.Tam Türkçe adını bilmediğim, onların Glassier dedikleri dağların arasından göle uzanan buzullar gerçekten göz kamaştırıcıydı.Güneş ışınları sayesinde türkuaz renginde ve 30-40 m. yüksekliğinde buz duvarına epeyce yaklaştık.Bazı kopan buz kütleleri de göl üzerinde hoş bir görüntü oluşturuyordu.Fotoğraflarımızı çektikten sonra buzulun bir kenarına yanaşarak, rehber çocuklar rüzgar dolayısı ile yürüyüş yapıp yapamayacağımızı keşfe çıktılar.Biz ise heyecanla gelecek haberi bekledik.Melekler yine oradaydı ve olumlu haber gelince herkes çığlığı bastı.Ne de olsa Amerika’lılar, her yerde kendilerini belli ediyorlar.Saat 10:30 gibi motor yanaşarak bizi de kırmızımsı kayaların üzerine bıraktılar.Kayalar daha önce üzerinden buzul kaydığı için kaymak gibi dümdüzdü, renkleri de içindeki demir madeni nedeni ile kırmızımsıydı.Kayalardan 20 dk. tırmandıktan sonra bir yerde bize verdikleri kramponları ayağımıza giydik ve buzulun bir kenarından üzerine çıktık.Hiç yapmadığım bir şeyin keyfi ile buzul üzerinde iki saat kadar dolandık.Müthiş derin yarıklar ve masmavi buzul beni gerçekten etkiledi.Sırf ben değil herkes büyülenmiş gibi etrafı seyrediyordu.Burada kelimelerle anlatmak olanaksız,fotoğraflar bile yetersiz kalıyor, mutlaka gelip görün derim.Saat 13:00 de kramponları çıkartarak tekrar motorun bizi bıraktığı kayalıklara döndük.Burada yarım saat kadar kayaların üzerinde güneşlendik ve herkes yanında getirdiği nevalesini yedi.Motor bizi alarak rıhtıma, orada bekleyen otobüsle de Chalten’e saat 15:00 gibi vardık.Hostele döndüğümde kendimi iyi hissettiğim için küçük bir de yürüyüş yapmaya karar verdim.Haritalarda 4 saat gidiş-dönüş bir rota olan Capri gölüne gitmeye karar verdim.Bir marketten yarın ki yürüyüş için biraz alış-veriş yaptım ve onları yol üzerinde ki hostele bıraktım.Bir buçuk saat kadar ormanlık bir patikada, güzel manzara eşliğinde yürüdüm ve arkasında karlı tepelerin olduğu Capri gölüne vardım.Yanımda birileri olsa çadırı bu göl kıyısında bulunan kamp alanına kurar ve 3 gün burada kalırdım.O kadar güzel, sessiz ve sakin bir yerdi.Bir süre gölün şıpırtısını dinledikten sonra aynı yolda geri döndüm ve 4 saatlik dedikleri yolu 3 saatte güle oynaya bitirdim.Bir yerde karnımı doyurduktan sonra hostele döndüm.Benim odadaki herkes gitmiş, yerlerine 3 Arjantin'li bayan gelmiş.Beni görünce biraz şok oldular.Bu gece durum biraz zor gözüküyor.Hadi hayırlısı.Yarı erkenden yürüyüşe çıkmam lazım.
NOT:Buralarda internet zayıf olduğu için ancak yazıları koydum,resimler arkadan gelecek.Biraz heyecanlı olsun.......
                                                                31/1/2013  Perşembe
 
 
 
 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Serife ve yilmaz diyor ki:
Koyacagin resimleri heyecanla bekliyoruz, anlattiklarini icimize sindirmek icin resimler gerek
Yediklerin sana yarasin
Gozlerinden operim