Akşam Salento’ya hava kararmadan gitmem için sabah erkenden
kalkmam gerekti.Saat 6.15 te kalkmıştım,sırt çantamı toparladım ve 7:00
otobüsünü yakalamak için hostelin önüne çıktım,zira otobüsler hostelin önünden
geçiyordu.Odamdan çıkınca Suzan’ın da kalkmış ve bana kahve hazırladığını
gördüm.Ama ne yazık ki içecek vaktim yoktu.Dün gece onlara yanımda getirdiğim
birkaç ufak hediyeyi vermiştim,onlar için çok çok teşekkür etti ve yine
beklediklerini söyledi.Bu kısım biraz duygusaldı doğrusu.Neyse tahmin ettiğim
gibi otobüs 7:00 de geldi ve hemen atladım,doğruca Medellin.Yol 2 saat kadar
sürdü, fakat kuzey terminalinden güney terminaline bir vasıta daha yapmam
gerekti.Biraz cimrilik yaptım ve 2 terminal arası çalışan halk otobüslerine
bindim.Zaten vaktimde vardı.Güney terminalinde hemen Salento’dan geçen Armenia otobüslerine 9:30 a
bilet aldım.Etraftaki büfelerde kendime kahvaltılık bir şeyler bulup yedim.Oto
büs tam zamanında kalktı.Salento ayrımına kadar 6 saat yol vardı.Öncelikle
Salento ayrımında inmek istiyorum sözünü sözlük yardımıyla buldum ve
ezberledim, daha sonrada güzel bir uyku çektim.Bir yerde mola verdiler orada da
bunların puf böreği ile kolamı içip yola devam ettik.Saat 16:00 gibi müthiş İspanyolcamla şöföre yol
ayrımında bırakmasını söyledim.Şansıma yağmur çiseliyordu.Allahtan durak gibi
bir şey vardı ve onun altında yarım saat Salento otobüsü bekledim.Otobüse
bindim ve Salento girişinde , benim hostele yakın bir yerde indim.Yol çok
virajlı idi ama dağların manzarasından müthiş bir doğanın beni beklediğini anlamıştım.Zaten
hakkında yazılanlarda öyle söylüyordu.Hostel
Plantation House dieye bir yerde 4 kişilik bir dorm da yer buldum ve
eşyalarımı bırakıp biraz keşfe çıktım.Tabii öncelikle yine Main Plaza ya
gittim.Çok hareketli idi,zaten hafta sonları burası sayfiye yeri gibi
olurmuş.Meydanın biraz arkasında bir seyir tepesi vardı, güneş batmadan oraya
çıkıp biraz fotoğraf çektim.Ancak yine merdivenler canıma okudu.Gerçekten etraf
yemyeşildi.Dağlar dereler tabii keyfimi yerine getirdi.Bizim koz helva gibi ama
daha incesi iki yuvarlak arasına biraz çukulata ve sos koyup tatlı gibi
yedikleri bir şey var( adını şimdi unuttum bir ara yazarım) ondan alıp seyir
tepesinde biraz keyif yaptım.Hava kararmaya başlayınca meydana geri dönüp güzel
bir yemek yiyim dedim ama meydanda kilisenin yanında empedena yapan teyze
kanıma girdi,çok güzel yapıyordu.2 tane yedim ama bıraksalar 10 tane
yerdim,gerçekten çok lezzetliydi.Daha sonra baktım bir de gözde mısır
satıyorlar, bir tanede ondan yedim,tabii akşam yemeğini halletmiş oldum.Nedense
buralarda hiç acıkmıyorum.Elimde köz mısır yürüye yürüye hostelin yolunu
tuttum.Yarın sabah saat 9:00 da hazır olmam gerek çünkü bir turla kahve
plantasyonuna gideceğim.
25/11/2012 Pazar
1 yorum:
çikolata :)
Heyecanla takipteyim, yazmaya devam !
Yorum Gönder