16 Kasım 2012 Cuma

NİHAYET BOGOTA

     Bundan tam 3 sene önce bir güney amerika seyahati yapmaya karar vermiştim.O zamanlar sadece 2012 kasımında gitmeyi kendime hedef koymuş ve ufaktan hazırlıklara girişmiş, minik minik planlar yapmaya başlamıştım.Öncelikle biraz İspanyolca öğrenmem gerektiğini düşünmüştüm, bu nedenle Servanteste bir ispanyolca kursuna yazıldım.2 kur devam ettim ve yeteceğini düşünerek bıraktım, şimdi Bogotada bir kaç kur daha devam etseymişim demiyor değilim.Zira burada herkes ispanyolca konuşuyor ve kendimi biraz eksik hissediyorum.
Küçüklüğümden beri yolculukları sevmişimdir, bunun nedeni Tarsus'ta yatılı okurken sık sık yapmak zorunda olduğum yolculuklar olabilir.Bir arkadaşım bana gitmeler iyidir demişti, şimdi onu daha iyi anlıyorum.İnsan hele birde yalnız çıktığı yolculuklarda kendini daha iyi tanıma fırsatı buluyor sanırım.Yolculukların başlangıcı mı, yoksa kendisi mi, yoksa sonundaki kavuşmalar mı iyi onu herhalde bu uzun seyahatim sonunda daha iyi değerlendireceğim sanırım.
Bu kadar felsefe yeter sanırım.Sonunda bu gün 15 kasım 2012 ve ben Bogota'da bir hosteldeyim.İnsan kafasına bir şeyi koydumu yapmalı bence.Air France ile yaptığım 18 sattlik İstanbul-paris-Bogota yolculuğum sonucu 3 sene önce yapmayı planladığım yolculuğum başladı.Bulutlu ve hafif yağmurlu bir günde Bogota'nın El Dorado havaalanına indim.Sıcaklık 18 derece ve ben çat pat ispanyolcam ile pasaporttan geçtim.Tabii tahmin edersiniz ki Türkiye'nin yeri ve konumu konusunda ufak bir ders vermem gerekti oradakilere.Pek anladıklarını zannetmem ama damgayı vurdular sonunda.
Yanımda hiç Kolombiya pesosu (1.800kolombiya pesosu=1  dolar yani bir lira gibi birşey) olmadığı için ilk sınavımı bankamatik önünde verdim.Uzun uğraşlar sonrası 100.000 kolombiya pesosu çekmeyi başardım ve kendimi bir taksiye attım.Lonely Planetten 30.000 tutmasını beklediğim ücret daha az 20.000 peso tuttu.Taksici beni Tip Top hostelin önünde bıraktığında, bu yanlız yolculuğuımun başladığını anladım.Ancak o hostel de boya badana işleri olduğunu görünce 5 blok ötede yine Lonely Planet'ten bulduğum Explora Hostele doğru sırt çantamı yüklenip şaşkın şaşkın yürümeye başladım.
Bu hostelde resepsiyondaki Üniversite öğrencisi olduğunu tahmin ettiğim bir kız kapıyı açtı ve hemen ingilizce bilip bilmediğini sordum.Bana yarım ingilizcesi ile 4 kişilik bir dorm da tek başıma 20.000 pesoya kalabileceğimi söylediğinde hemen kabul ettim.Sırt çantamı yatağın altındaki sandık gibi kilitli bir şeye kilitleyip , kendimi Bogota sokaklarına bıraktım.Nerdeyse bir gün boyunca çok az konuştuğum için dilim şişmeye başlamıştı.Kız dan bir harita istedim ve hafif yağmurlu Bogota sokaklarına daldım.
Bogota akşam saat 17:00 gibi bana tipik bir büyük şehir izlenimi verdi.Hostel üniversiteye yakın olduğu için ve mesai bitim saati geldiği için herkes bir taraflara yetişmeye çalışırken ben aheste aheste dolanıyordum.Daha önceden okuduğum kolombiyalıların espenada dedikleri ( bizim bildiğimiz kırk yıllık puf börekleri yapan) dükkanı görünce kendimi içeri attım ve 3 tanesi 1.000 pesodan sebzeli espenadaları mideye indirdim.Küçük bi,r şehir turu sonrası hostele dönüp meşhur kolombiya kahvesini de içince tamam artık dönebilirim galiba dedim.Şaka bir yana 18 saat yolculuk yormamıştı ama biraz sersemleştirmişti beni.Birazda yarın için dersime çalışıp tombi yatak yapacağım.Adios, hasta luego (bye daha sonra göüşmek üzere).

                                                                 15/11/2012 Perşembe

1 yorum:

Egeomur4 dedi ki...

Bunlar ilk heves :) o yuzden bu kadar uzun yaziyorsun ama bi kac hafta sonra kisa kisa yazarsin artik. Okuyunca tabikide duygusal olarak agladim ama mutluluktan cunku senin mutlu oldugunu gordukce bende mutlu oluyorum. Hevesli kucuk arkadasim benim. Egos