24 Kasım 2012 Cumartesi

HA CARTEGENA HA BODRUM


Saat 9:30 da otogardan bir taksiye atladım ve bu güzel yerde güzel bir yerde kalıyım diyerek, hostelden biraz daha iyi olduğunu tahmin ettiğim bizim pansiyon butik otel arası bir yer olan villa Colonial diye bir yerde kalmaya karar verdim.Şansıma orada yer yoktu ve hemen biraz ilerisinde bulunan, lonely Planette te sözü geçen Media luna Hostele girdim ve kabus orda başladı.Gerçekten büyük ve havuzuda olan bir hostel , meğer party hostelmiş.Ben başka bir alternatif çalışmadığım için oraya peki dedim.Hostelde kalanların yaş ortalaması 18-19 civarındaydı.En az 100 kişi vardı sanırım,Gençlik kampı gibi,inanamazsınız.Neyse artık bunu da yaşamam gerekiyormuş dedim.Dormda bir yatağa eşyalarımı koydum ve küçük sırt çantamı kaptığım gibi kendimi dışarı attım.Birde koluma turuncu bir bant bağladılar ki o hostelde kaldığım belli olsun ve giriş çıkışlar da kontrol kolay olsun diye.Ben damalı eşek gibi düştüm yollara, lakin turist olduğumu banttan anlarlar endişesi ile flarımı o bantın üzerine bağladım ve şehirde hep öyle dolaştım.Cartegena gerçekten bizim Bodrum gibi bir yer.Çok turistik ve kalabalık.Bir de sıcak ve nemli ki anlatamam.Tam benlik.Neyse moralimi yüksek tutarak old town denen surlarla çevrili yere gittim.Gerçekten binalar ve ambians güzel,ancak Bodrum daki gibi satıcılar ve dolar bozmak istiyenler peşinizi bırakmıyor.

Surların üzerinde bir yürüme yolu yapmışlar,isterseniz bütün old town’un etrafını gezebiliyorsunuz.Bir tarafınızda okyanus, diğer tarafta eski şehrin binaları hoş bir görüntü oluşturuyor.En rüzgar alan ve manzaralı bir burçta yattım uzandım uzun süre.Biraz dinlendim ve düşündüm öylesine.Daha sonra eski şehrin sokaklarını yürüdüm ve bulduğum her plazada biraz oturdum, en güzeli plaza de Bolivar dı.Sabahtan beri bir şey yemediğim için yolda buda resmi olan bir restoran ilgimi çekti ve hemen kendime vejetaryan tabağını ısmarladım,güzeldi.Haşlanmış sebzeler,salata ve birazda pilavdan oluşuyordu, tabii yanında freş meyva suyu.Saat  17:00 gibi fazla karanlık olmadan hostelime gitmem gerekiyordu, zira benim o güzel hostel Getzemani denilen , hemen old town a yakın biryerdeydi ama hava karardıktan sonra pek tekin olmadığını okumuştum.Nitekim dönerken bir adam yanıma yanaşıp ot istyip istemediğimi sordu hemde İngilizce.No gracias filan diyerek durumu idare ettim.

Hostele geldiğimde benim oda doluydu,6 yatak 6 sı da full.Bir İsrailli,iki Norveçli,iki de Danimarkalı, hepsi de 20 yaş altı.Tabii bana dede muamelesi yaptılar ama türk olduğumu duyunca çok şaşırdılar.Bilhassa İsrailli biraz tırsmadı değil.Meğer akşam hostelin roofunda parti varmış ona hazırlanıyorlarmış.Banyolar yapıldı,deodorantlar sıkıldı,traş olundu ve temiz kıyafetler giyildi.Hepsi dede şimdi av zamanı filan dediler ama benim beyaz sakallarımı görünce bana teklifte bile bulunmadılar.Zaten o kadar yoldan sonra benim gözüm yataktaydı.Ama uyumak mümkün değil, bangır bangır salsa müziği heryerde.Yatakta dön baba dönelim, esnemekten ağzım yırtılda ama uyumak mümkün değil, neyse saat 1 gibi sızmışım ama bizimkiler ortalarda yoktu.Sadece sesleri geliyordu, bide arada sırada odaya gelip, yanlarında getirdikleri içkilerden alıyorlardı.Yukarda pahalı olsa gerek.Zaten bu Cartenega’ı pek sevmemiştim bu gece daha da sıktım sıyrıldı.

                                                  21/11/2012 çarşamba

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba amca. Nasılsın? Neredesin ve hostel de
diğer adam veya insanlarla konuşuyormusun?
Iyi eğlenceler ve bol bol resim çekmeyi unutma.
Gelince fotolara bakarız. Bye :)

Adsız dedi ki...

Haha, sonunu böyle tahmin etmiyordum valla :) Tam ismini not edersen sevinirim o hostelin, belki lazım olur.
yeğenin eray :)